18 Mart 2015 Çarşamba

Oğuzhan Özyakup


Bu yılın en büyük hayal kırıklıklarından biri Oğuzhan Beşiktaş için. Hayal kırıklığından ziyade beklentilerin Oğuzhan tarafından cevaplanamaması durumu daha iyi anlatıyor. 

Geçtiğimiz sezon süre bulduğu 2082 dakikada 7 gol 4 asist ile oynayan Oğuzhan bu sezon 2051 dakikada 2 gol 9 asist ile takımına katkı sağlıyor. Hesaba vurulduğunda skor katkısı şimdiden geçtiğimiz sezon ki ile aynı. 

Ama bizi rahatsız eden bir şeyler var Oğuzhan ile ilgili. Mehmet Demirkol'un dediği gibi "beklentiler yüksek", genel kanı "aldığı formayı bırakmaması gerekirdi, yeterince çalışmıyor", "şapkadan tavşan çıkarmalıydı" gibi yaklaşımlardan daha başka bir durumla karşı karşıyayız.

Sezon başında Sosa'nın gelmesiyle ilgili olarak Önder Özen'in analizi; "Bilic'in Oğuzhan'ın yerini sağlamlaştırmak için Sosa gibi kanattan oyun kurabilen bir oyuncu olarak Sosa'yı istediğini, Oğuzhan'a alternatif değil de takımda birlikte oynayabileceği bir beyin daha istediğini" izah etmişti. 
Bilic'in planı şuydu, Oğuzhan'ı iki azman Atiba, Veli'nin önüne atıp bir tarafta Sosa diğer tarafta Töre/Olcay ile boş alanları değerlendirebilecek çift beyinli bir takım yapısıydı. Töre, Olcay da bu rotasyonun içinde farklı biçimlerde değerlendirilebilecekti. 

Lakin bütün bu planı bozan çok fazla parametre ortaya çıktı sezon içinde. Töre'nin inanılmaz ve beklenmedik çıkışı, Oğuzhan'ın kritik takım planlaması haftalarında sakatlanması, Sosa'nın Demba Ba ile yakaladığı uyum vs. derken Bilic sezon başında kurguladığı takım yapısından daha farklı bir sisteme evirmek zorunda kaldı takımı. Çünkü takım Bilic'i ve sistemi oraya sürükledi. Hatta Oğuzhan'ı kupa maçlarında acaba diyerek son Erciyes maçında Tolgay'ın oynadığı pozisyonda da denedi. Ama hem defansif hem ofansif olarak Oğuzhan'ın verimliliği bu alanda düştü. Teorik olarak bu takım yapısında oynayabileceği pozisyon o bölge görünse de Oğuzhan o bölgenin oyuncusu olmadığını gösterdi bize. Ki Tolgay'ı gördükten sonra ne kadar farklı yapıda olduklarını daha net kavrayabiliyoruz.  

Bütün bunlar olurken Oğuzhan neden bu kadar sönük kalıyor? Neden Sosa'dan formayı alabilecek performanslar sergileyemiyor? Çünkü Sosa ile birlikte oynadığı o pozisyon Oğuzhan için çizilmiş bir pozisyon değil, Sosa için çizilmiş bir pozisyon. Oğuzhan-Sosa çok farklı dinamikte oyuncular. Sosa; Töre'li Demba Ba'lı oyuna yatkınken, Oğuzhan; Olcaylı zaman zaman Töre'nin içe kat edip yay üzerinde Oğuzhan'ı bulduğu pozisyonlardaki "Töre"li oyuna yatkın. Birbirinden çok farklı oyun yapılarını oynayabilen iki oyuncu birbirinin alternatifi olabilir mi? Olabilir. Ama birisi bu şekilde sönük kalır. 

Sosa'lı oyunda Demba'nın ceza sahası içerisinde ne kadar yalnız kaldığından bahsediyoruz sürekli. Almeida geçen sene Demba'dan daha fazla ceza sahasında topla buluşturulabiliyordu. Bu Sosa'nın oyun yatkınlığı ile alakalı bir durum. Oğuzhan dar alanda çok iyi verkaçlarla takım arkadaşlarına pozisyon hazırlarken, Sosa daha geniş alanda pozisyon hazırlıyor. "Sosa: al Töre git!, al Demba milimetrik pas! derken, Oğuzhan: al Olcay, kaç Olcay, geri ver Olcay, tekrar kaç Olcay." oyunlarının oyuncuları. Biri pas istasyonu, biri pasın ana kaynağı. Birine diğerini oynatamazsınız. "Gir kendi oyununu oyna" dediğinizde de takımı adapte edemezsiniz. 

 
Sadede gelirsek, Oğuzhan hala Beşiktaş için çok fazla şey vaat ediyor. Muhtemel Töre transferi, Sosa'nın kanatta Oğuzhan'ın ortada oynayacağı ve başka bir yıldızın yükselişini izleyeceğimiz bir durum ortaya koyabilir. Oğuzhan bir gün bir şekilde bu takımın maestrosu olacak. Çünkü hala çok ışıklı, çünkü onda Zidane hamuru var, çünkü Bilic onun neye sahip olduğunun farkında. Pes etmesin. Sıra O'na da gelecek. 
  

2 yorum:

  1. @kokocambo
    Eyvallah hocam. oğuzhan savunurken korkar olmuşken ilaç gibi geldi. Herkes kafasında oğuzhana bir rol biçmiş onu yapmayınca günah keçisi yapıyor. Oğuzhan gamsız falan da değil. Hayatımda o yetenekte 12 km koşan topçu görmedim. Koşuyo yani süper demiyorum. İddia edildiği gibi umursamaz değil. Onun ihtiyacı olan; üçgenler, kısa paslarla rakibi darmaduman edecek bir ekip. Geçen sene çok daha hoş hücum kombinasyonu izlemiş olmamız herhalde tesadüf değil. Oğuzhanın en büyük defosu çok idealist bir oyun anlayışına sahip olması. Takım arkadaşları da doğru oynarsa ancak etkili olabilir; o, topu istediğinde ona atmazsan etkili olamıyor. Almeida-Olcay ile müthiş uyumlu idi. Ama almeida gol dışında iyi oynayan ama yapması gereken en önemli şeyi hiç beceremeyen bir odun olduğu için o ortaklık büyümedi. Oğuzhan belki bu yıl bir iş yapamayacak ama ASLA vazgeçilecek birisi değil. Ve Brugge maçında attığımız golde de Demba'nın gereksiz aşırtma denemesinde de nerede olduğuna bakarsak değerini daha iyi anlarız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arsenal, Manchester olsan vazgeçebilirsin ki vazgeçtiler ama bizim sınıfımız takımlar için böyle adamlar bulmak kolay iş değil. Bence oyun bilgisi de yabana atılacak seviyede değil. Gelişime açık, her ne kadar çalışmıyor tembel dense de ben öyle olduğuna da inanmıyorum. Adam defansif yanını geliştirdi gözümüzle görüyoruz. Böyle adamlar için çalışmadan başarılacak şey değil bunlar. Bi Pirlo çıkar mı acaba diye tereddüt edildi ama net Zidane hamurundan Oğuzhan. Bu sene böyle oldu. Seneye sistem Oğuzhan'a döner bence. Daha önünde çok yol var. Güzel işler çıkaracak Bilic kalırsa, diye düşünüyorum.

      Sil